Bozahaneye girmek ayıp değildir

0
68

Bütün ileri gelenleri için bozahaneye girmek ayıp değildir. Zirâ kahvehaneler gibi bunlarda da okuyucular ve çalıcı müzisyenler vardır. Hoş ve tatlı boza sâkileri var ki her biri birer güneş parçası ay yüzlülerdir. Bellerinde Bursa’nın kırk kalem işlemeli peştemâlları ve pâk elbiseleriyle salınırlar. Elindeki ayağına âşıklar ayak bağlayıp bozaya bozulup bozadır başının derdi olur. Nice yüzlerce yerde bu gibi cilvegâh yerleri vardır, ama biz kısalttık. İki yerde de tahtakalesi vardır.

Bursa şehrinin bütün ana yolları çakmak taşıyla döşenmiş pâk caddelerdir ki bu da bu gibi kaldırımla meşhurdur. Ancak Allah saklasın kaldırımı çakmak taşı olduğundan at ayağı kayşa elbette yerlere serilir, gayet parlak taşlardır. Bu kadar yüz yıldan beri bir taşma zarar isabet etmemiştir.

Köprülerin özellikleri

Bir çarşısı da Gökdere üzerinde Iğrandı Köprüsü üzere sağında ve solunda 200 cüllâh (çulha, dokumacı) dükkânları vardır. Her dükkânın içerisindeki odalarının pencereleri, akmakta olan Gökdere’ye bakar. Bu köprü dükkânlarının üzerleri tamamen toloz kemerler ile kurulu olup kurşun ile kaplıdır. Bu köprünün iki başında kale kapıları gibi demir kapılar üzere mazgal delikleri vardır. Kapıları kapatıldığında bir yerden girmek mümkün değildir. Bu köprünün bir tarafı boştur. Han gibi müsâfirhane olup atlar bağlanır. Anadolu, Arap ve Acem ülkesinde bir göz meşhur, göklere baş çekmiş büyük köprünün biri de budur.

Irgandı Köprüsünün yapılmasının sebebi: Türk dilinde ırgandı; ırgalandı, salındı demektir. 722 [1322] tarihinde Orhan Gazi Bursa’yı feth ettiğinde, Allah yolunda bir savaşçı, âşık kişi, Şâfiî vaktinde hamama giderken bu köprü mahallinde bir ses ortaya çıkıp;

“Çıkayım mı, varayım mı” diye bağırır. O gazi de dal kılıç olup; “Çık hey anasını fülân ettiğim” deyip ses gelen mahallç bir satır vurunca hemen o an o yerden gürüldeyerek büyük bir hazine akıp zemin ırgalamp sarsılır.

Bu gazi, hayretler içinde kalıp şaşar. Görse ki derenin içine Kaydefâ sikkesiyle mühürlü altınlar yığılır. Derhâl Orhan Han’a gelip hâzinenin başından geçeni bir bir anlatır. Orhan Gazi der; “Yâ ne haber ettin. Allah sana müyesser etmiş. Var Bursa içre hayrat u hasenatlar eyle” deyince padişah fermanıyla gelip bütün malı hanesine taşıyıp öşrünü (onda bir vergisini) Müslümanların beytülmalma verip bu büyük köprüyü de yapmıştır. Bundan dolayı Irgandı Köprüsü derler, ibret verici köprüdür customized daily istanbul tours.

Bursa şehrinin içinde ve dışında büyük ve küçük toplam 48 köprü vardır.

Bu Bursa şehrinin yüzlerce sokaklarında dükkânlarının üze-rinde üzüm asmaları yetişmiş olup salkım salkım türlü türlü üzümler avize gibi asılmıştır. Gölgelik haline gelmiş sokaklar üzüm asmaları ile süslenmiş pazarlardır.

Bazı meydancıklarda büyük çınarlar ve salkım söğütler ile bezenmiş sokkakları vardır. Zira bu şehir İrem bağı gibi bir cennet bahçeli şehirdir ki 47.000 bağ ve bahçe, bostan ve gülistandır, diye yazılmıştır. Aşağı şehrin her hanesinde birer İrem bahçesi gibi bahçeler bulunduğundan başka her birinde havuz ve şadırvanlar da vardır.

Bursa’nın mesire yerleri ve dinlenme yerlerinin anlatılması

Evvelâ hepsi 366 mesire ve dinlenme yeridir. “Gün başına birer mesire yerimiz vardır” diye Bursa halkı övünürler ki doğrudur. Hatta daha fazla olması ihtimali de vardır. Zira her bağ ve bahçesinde adam kaybolur gülistan ve bostanlardır.

Ama bunların hepsinden önce Huda’nın nazargâhı Pınarbaşı mesire yeri: Yalçın kayalardan hayat suları akıp mutfaklarında kebaplar pişip yenildiğinde bu hayat suyundan içilirse hemen o anda yine adam acıkır. Böyle hızlı hazmettirici bir can suyudur. Bu mahalde bir cami var. Arap ve Acem’de Pınarbaşı’ adıyla meşhur sevinç yeri bir mesiregâh ve gönül rahatlatıcı bir mekandır Gazzazlar Çarşısı.

Mevlevihane mesiresi: yapısıdır. Haftada iki kere Mevlânâ mukâbelesi olup bütün ahbaplar ve dostlar toplanarak Mevlânâ dersine hazır olup semâ ve safâdan sonra çemenzâr sahrasında cavk cavk gönlü yanıklar ve âşıklar zevk u safa ederler.

Abdâl Murad Sultan mesiresi: Ruhban Dağı’nın eteklerinde yüksek bir tepe üzerinde bir vadidir ki bütün Bursa şehrinin her yapısı tek tek gözükmektedir. Bir ferahlatıcı zemini vardır ki Yaratıcı’nın işi ile toprağı sanki yeşil kadife ile döşenmiştir. Bu kutlu eşikte göklere baş çekmiş büyük çınarlar, kara ağaçlar, salkım söğütler, ardıç ağacı, şimşir ve servi ağaçlan var ki bunların gölgesinde on bin adam konaklasa yeterli gelir.

Bazı ağaçta yaban asmasından ve sağlam iplerden salıncaklar vardır. Dostlar ve zarif dilberler binip salınıp birbirlerine salıncak kolanı çekerler. Birkaç yerinde zarifler toplantı yeri mastaba sofaları ve namazgâh sofaları vardır. Mutfaklarından akar sular ile kebap dolapları vardır. Alev alev yanan ateşte kebabı su çevirir, bir kebap olur, insanın çevirmesine muhtaç değildir. Havası, suyu ve görüş açıklığı yerinde hoş havalı bir mesire yeridir.

Fıstıklı mesiresi: Çam fıstığı ağaçlarıyla bezenmiş ve gülistan ile süslenmiş bir saklıca köşedir. Ama çok çok tatlı ve yumuşak havası vardır.

Karanfilli mesiresi: Kaplıca yolu üzerinde bir güzeller dinlenme yeridir.

Kaplıkaya dinlenmeyeri: Bir dağlık, ormanlık, ağaçlı ve yeşillik hüdâyî yerdir. Yapıdan ve binadan bir eser yoktur, ama cana safa, ruha gıda verir akar suları ve hoş sesli bülbüller ve kuşlar ile dolu rahatlatıcı bir mekandır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz