Çamlıca safayeri

0
85

Çamlıca safayeri: Bu da çok yüksek ağaçların gölgesinde dünyayı aydınlatan güneşin ışıkları tesir etmez bir Acem hıyabanı gibi eski bir ağaçlıktır.

Abdülmü’min Kasrı dinlenmeyeri: Bu da övgüye ihtiyacı olmayan bir mesiredir.

Asa Suyu ziyaretyeri: Şehrin doğu yönünün dışında yarım saat uzaklıkta Keşiş dağı eteklerinde kestanelik ormanı içinde bir hayat pınarı kaynayıp akar. Hazret-i Emir bu iç açıcı yere varıp abdestini tazelediğinde mübârek ellerindeki asası (deyneği) ile zemine dürtünce bir hayat suyu çıkar ki âb-ı hayattan nişan verir hazmı kolay bir sudur. Bundan dolayı Asa Suyu adıyla meşhur olmuştur. Emir Sultan’ın ma’bedhane sofası var bir yeşillik yerdir. Gayet iri kestanesi olur. Tamamı aşılama ağaçlardır ki tanesi kırkar dirhem kestanesi olur.

Sobran mesiresi: Yapısı olmayan yüksek bir makamdır ki tamamen kestane ağaçlarıyla süslenmiştir.

Ali Möst cilveyeri: Gelen ve giden yolcular için bir tekkedir ki gayet bakımlıdır.

Kadı Yaylası dinlenmeyen: Keşiş Dağı’nm yarısından aşağı beş saatte çıkılır, her yeri rahat görür bir tepe üzerinde kestaneli havadar yeşillik bir yerdir.

Okmeydanı seyiryeri

Ruhban Dağı yani Keşiş Dağı mesiresinin anlatılması

Bu isim ile adlandırılmasının sebebi odur ki Ayasofya’dan patrik ve râhipler riyazat ile uçarak bu dağda konaklayıp sâkin olurlardı. Onun için Keşiş dağı derler. Bursa şehrinin kıblesi ta-rafında şehre eğilmiş, göklere baş kaldırmış yüksek bir dağdır.

Dağların özelliklerini anlatır

Evvelâ Feleklerin Yaratıcısı, Azız Rab, 148 büyük dağ yaratıp yer yüzüne kilit vurmuştur ki yer yüzünde zelzele meydana geldiğinde bu dağlar çivi gibi zemini tutar.

Bu büyük dağların hakkında Alemlerin Yaratıcısı Kur’ân-ı Azim’inde “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur” buyurmuşlardır.

Tefsirlerde “mekâlîd”, kilit ile açıklanmıştır. Yani; “Habibim, biz dağlan yer yüzüne kilit gibi kilitleyip yaratmışız”, “Dağları kazıklar yapmadık mı?” [Nebe1, 7] âyetleri bu manayı vermektedir.

Eski bilgin ve filozof seyyahlar öyle sırları öğrenip yazmışlar ki;

“Birinci iklimde 19 büyük dağ vardır, ikinci iklimde 27 dağdır, üçüncü iklimde 31 dağdır, dördüncü iklimde 24 dağdır, beşinci iklimde 29 dağdır, altıncı iklimde 36 dağdır, yedinci iklimde 32 büyük dağ vardır” diye bütün Coğrafya, Atlas Minör’da, Papa Monta’da ve bütün hey’et kitaplarında bu büyük dağlar böyle yazılmışlardır istanbul tour guides.

Ama bütün dağların başı Kaf Dağı’dır ki Cenâb-ı Hak, hakkında Kur’an-ı Kerim’inde “Kâf. Şanı yüce Kur’an’a andolsun ki (o büyük ve yüce bir kitaptır)” [Kâf, 1] âyetini indirmiştir ki Kaf Dağı dünyayı kuşatmıştır.

Ama Moskova taraflarında buz denizi dokuz ay kıştan donup Kalmuk küffârlan o buz denizi üzerinde yetmiş günlük buzu beş gün beş gecede geçip Kaf Dağı dibinde, benzetmek olmasın kâbelerine varırlar. .

Onların dillerinde Kaf Dağı’na Kalmuk kavmi “Yıldırak Tav” derler. İnşaallahu Taala o yerlere seyahat etmek nasip olursa yazarız.

Kırk elli senede bir kere Kalmuklar yetmiş seksen bini bir yere toplanıp Kaf Dağı ziyaretini edip yine buz denizinin donu çözülmeden geri vatanlarına dönerler. Kâf Dağını İskender’den sonra Kalmuk taifesinden başka görmüş insanoğlu yoktur, ancak Kalmuklar görür.

Ama İskender’in Hakk emri ile inşa ettiği Yecüc Şeddi, Moskov diyarına yakın bir bucaktır. Ona Kalmuk kavminin her zaman varmaları haberi doğrudur ki Kalmuk kavminde asla yalan ve boş söz olmaz, Kaf dağına vardıkları doğrudur.

Kaf Dağı’ndan sonra (en büyük) Elburz Dağıdır kim Heyhat Sahrası’nm kıble tarafında büyük bir dağdır

Sonra Alman Dağı, Avusturya diyarındadır Bozahaneye girmek ayıp değildir.

Sonra Kumar Dağı, Mısır bölgesinde ekvatordan güney ta-rafına 20 fersah içeridir ki Mısır’a gelen mübârek Nil’in başıdır. İnşaallah bütün dağları gördükçe yazacağız.

Ulu dağ

Ancak bu Ruhban Dağı ilk gördüğümüz ulu dağdır.

Kırk elli kadar zevk sahibi dostlarla biraraya gelip şehir âyanından Mü’ezzin Cin Çavuş, Naib Ali Efendi, Şefi’i Efendi ve nice canlar ile seyishaneler ve yetecek kadar çadır ve çullar ile Bursa’dan çıkıp kıble tarafına Pınarbaşı’na, oradan yokuş yukarı beş saat gidip,

Gazi Yaylası menzili: Orhan Gazi Bursa’yı bir yıl kuşattığında bu yaylada Müslüman gaziler muhafaza edip konakladıkları için Gazi Yaylası derler. Yeşillik ve kestane ağaçlarıyla bezenmiş huzur verici bir yerdir. Bursa şehri baştan aşağı görülür. Bir küçük gölü vardır, içinde çeşit çeşit alabalıkları vardır. Buradan yine baş yukarı beş saatte,

Sobran menzili: Bu da bir öz (vadi) içinde kestane ormanlı büyük yayladır. Bunun göllerinde dolu alabalıklar vardır. O gün ağlar ile o kadar balıklar avlayıp tereyağlar ile pişirip yedik. Sanki her bir balığı Musa Sofrası’dır. Osman Gazinin kırk bin koyununun dölünden türeyen ve çoğalan nice yüz bin koyun burada yaylalanır. Yörük taifesi çobanları vardır. Bir kaç erkeç koyunlar hediye getirip kebap fasılları edip bir gece de orada misafir olduk.

Bundan sonra sabahleyin atlarımıza binip yine kıble taratma baş yukarı lâle, sümbül, reyhan, gül ü gülistanlı, tutya çiçekli ve çeşit çeşit kır çiçekleriyle bezenmiş dağlar içinden geçtikçe zerrin ve reyhanın hoş ve tatlı kokusundan dimağlarımız kokulanıp hayat suları içerek üç saatte,

Bakacak menzili: Burada da ormanlıklar içinde konaklayıp üç gün üç gece has sohbetler edip keklik avı, balık avları, tereyağları ve kuzu kebapları zevkleri eyledik. Bu Bakacak adlı mahalle onun için bakacak derler ki Ramazan gecelerinin hilâli belli olur mu ve olmaz mı diye Ramazan hilâline baktıkları için “Bakacak” derler. Eğer hilâli görürlerse o Bakacak mahallinde ateşler yakıp aşağı şehre işaret ederler. Orada da kaleden toplar atılır, sabahı oruçlu olurlar. Bakacak mahalli fil hortumu gibi şehre eğimli bir yalçın kayadır. İnsan aşağı bakmaya cür’et edemeyip aklı perişan olur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz